DEMOKRASİ İMAMOĞLU YA DA CHP İKTİDARI İLE DEĞİL İŞÇİ-EMEKÇİ İKTİDARI İLE GELECEKTİR!




Zarar açıklayan şirketler, işten atılma saldırılarının başlangıç adımları, yoksulluk ve açlık, politik iktidarın dökülen yolsuzluğu, milyarlarca işçi, emekçi, emeklinin yaşama savaşı içinde bilinci bulandırılmış vaziyette, gençlik geleceksizlik kıskacında…

Mevcut tablonun iç açıcı olmadığın görmek için kâhin olmaya gerek yok! Ancak sermayenin oyunlarının da sınırı yok!

Ekonomik durum ve geçim sıkıntısının böylesine yakıcı olduğu bir güncellikte, Kürt sorununun siyasal çözümü, Ekrem İmamoğlu tutuklaması, İBB'ye 1. 2. 3. ve 4. dalga operasyonlar, tutsak öğrenciler derken, emekçilerin yaşamının zindana döndüğü bu cehennem hali karşımızda durmakta.

Seçmen iradesine saygı ve otoriter iktidar söylencesi üzerinden demokrasi talep ediliyor. CHP-İmamoğlu iktidarında demokrasinin geleceği vurgulanıyor.

CHP elbette ekonomik sorunlardan bahsediyor. Ancak bu sorunların sebebinin sadece Erdoğan-AKP iktidarı ya da Beşli Çete (kendilerinin ikiyüzlülüğünün bir dışa vurumu olarak sürekli iş tutmalarına rağmen) diye sınırlandırdıkları kapitalist grubun olduğu söylencesi üzerinden bir tutum ile ifade ediyorlar. Sanki AKP-Erdoğan gittiğinde her şeyin süt liman olacağı bir güne uyanılacağı hissi ve mesajı veriliyor. 

Oysa ne AKP-Erdoğan’ın CHP-İmamoğlu’ndan, ne de CHP-İmamoğlu’nun AKP-Erdoğan’dan farklı bir ekonomi politikası bulunmaktadır. Salt ikisinin de burjuva partileri olmaları sebebiyle değil, pratikteki yaklaşımları ve çözüm önerileriyle de durum böyle.

Mehmet Şimşek’in gelişine alkış tutan da CHP’ydi, onun yönlendirmesi ile ekonomi politikalarının düzene gireceği, ekonomik krizin sonlanacağı yanılsamasını pompalanmasına hizmet eden de… Mehmet Şimşek’in bakanlığında ekonominin yükü ezilen milyonlara yıkıldı. Sermayenin hiçbir kesimine dokunulmadan, tam gaz vergi aflarıyla, bütün yük yine milyonlarca işçi-emekçi ve emeklinin sırtına yüklendi.

Enflasyon ve hayat şartları ortadayken, asgari ücret ve emekli maaşlarındaki komik zamların sahibi de aynı Mehmet Şimşek oldu. Ve unutulmamalıdır ki bu “zamlara” bile kapitalistler blok halinde karşı çıktı.

Tek sebebinin Erdoğan-AKP iktidarı olduğu öne sürülen ekonomik durumun bedelini yine işçi-emekçiler öderken, sefasını kapitalistler sürmeye devam edecek, CHP-İmamoğlu iktidarı da bu politikaların sürdürücüsü olacaktır.

CHP-İmamoğlu iktidarında gelecek demokrasi vaadine de, ekonomi politikalarına yaklaşımları da bu sömürü çarkının aynı şekilde dönmeye devam edeceği gerçekliğini görmek için müneccim olmaya gerek yok!

Onların demokratlığı ve demokrasisi sermaye iktidarının mevcut sürdürücülerinin yarınının rahatça devam etmesini garantileme sözüdür. Onların demokrasisi 5’li çete denilen kapitalist rantçı yağmacılarla barış içerisinde yeni ortaklıklar icra etme demokrasisidir. Onların demokrasisi sermayenin demokrasisidir. Asgari ücrete komik zamlar, emekliye yaşarken ölmeyi reva görme, kapitalistlere vergi affı sağlama, sübvanse edilmiş yeni sermaye yatırımları demektir. Sağıyla soluyla sermayenin bütün kesimlerinin demokrasiden anladığı ama bizlere allayıp pullayıp başka bir şekilde anlattığı “demokrasi” tam olarak budur.

Bu oyunun maskotu olanların devrim ve sosyalizm lafzını etmeleri, burjuvazinin soldan değnekleri olmaları, bu apaçık gerçekliği ortadan kaldırmaz.

Onların demokrasi dediği, CHP/AKP yani burjuva solu ve sağı arasında tercih ikilemi altında bizi bıraktıkları, bu sayede her 4 ya da 5 yılda bir onların istedikleri düzene ve düzleme oy vermek zorunda bıraktıkları maskaralık sistemidir. Sermayenin parasının iki yüzünden birine mecbur değiliz. Onların demokrasi dediği burjuva diktatörlüğünden başka bir şey değil!

Bu nedenle, onların demokrasi dediği, özünde diktatörlük rejimine karşı tek gerçek demokrasi, işçi-emekçilerin iktidarda olduğu ve sosyalizme yürüdüğü durumdur. Buna ulaşmanın yolu bir proleter devrimi ve adına demokrasi dedikleri bu sistemin şiddet ve baskı araçlarını parçalayıp bu sistemi yıkmasından ve işçi sınıfının ve ezilen tüm emekçilerin silahlandırılıp kendi kaderlerini ellerine almasından geçmektedir.

Bunun için de ezilenlerin ve emekçilerin kendi savaş kurmaylarına, devrimci proleter partilerine sahip olmaları gerekmektedir.

İşte bu sebeple işçi sınıfının proleter devrimci partisini inşa etmek zorunludur.

Bolşevik-Leninistler böyle bir partinin inşası için yola çıktı. Bu inşaya omuz vereceklerle, vermeye aday olanlarla yoldaşlaşmak istiyor.

 

İhtilalci Partinin İnşasına Katıl!

Daha yeni Daha eski